KAZAKİSTAN’ın ev sahipliğini yapacağı ‘Dünya Türk Göçebe’ oyunları için hazırlanan milli sporcular, antrenmanlarına Okçular Vakfı’nın sahasında devam ediyor. Heyecanlı olduğunu ifade eden milli sporcu Sena Keçeci, ” Türkiye’den farklı bir ülkede yarışmak daha heyecan verici, arada gerilmiyor değilim ama inşallah çok güzel geçecek” dedi.
Kazakistan’da 8-13 Eylül tarihleri arasında yapılacak olan ‘Dünya Türk Göçebe’ oyunlarına hazırlanan milli sporcular, Beyoğlu’ndaki Okçular Vakfı’nın sahasında hazırlıklarını sürdürüyor. 2 sene önce de İznik’te oynanan göçebe oyunlarına bu yıl 25’ten fazla ülkenin katılması bekleniyor. Antrenör Yusuf Düzgün, “2016 yılından beri bu geleneksel okçuluğu yapıyoruz. Federasyonumuz ve ülkemizi temsilen, beşinci göçebe oyunlarına Kazakistan’a gideceğiz. İnşallah orada elimizden gelenin en iyisini yapıp, ülkemize dereceyle dönmeyi planlıyoruz. Buradan 6 erkek, 4 kadın olarak katılım sağlayacağız. 2 tane de antrenörle katılacağız. Burada antrenmanlarımızı Okçular Vakfı’nın sahasında yapıyoruz. Elimizden geldiği kadar iyi hazırlanıp, orada derece almak istiyoruz. Federasyonumuz 2019 yılında kuruldu. Çok hızlı bir şekilde lisanslı sporcu sayısı artmakta şu anda, gün geçtikçe büyüyoruz. Bizim günlük kepaze eğitimi dediğimiz eğitimler var. O eğitimi yapmamız gerekiyor. O eğitimde de 33-66-99 olarak genelde ben yapıyorum. Bunu sabah ve akşam yapıyorum. Onun haricinde de fitness olarak, şimdi crossfit diyor yeniler, biraz da vücut dayanıklılığını arttırmak için bu sporları yapmam gerekiyor benim. Bu işi bırakmadan devam etmemiz gerekiyor ki daha iyi olalım. Haftada normalde ok atışlarımız dört gün, bazen yeri geliyor beş gün boyunca devam ettirmemiz gerekiyor” diye konuştu.
“İŞİN TARİHİ VE KÜLTÜREL KISMIYLA DAHA ÇOK İLGİLENİYORUM”
7 senedir geleneksel okçuluk yaptığını ifade eden Sena Keçeci, “Haftada en az dört gün geliyorum. Yarışmalara yakın daha da çok geldiğim oluyor. En az 2-3 saat idman yapıyoruz. Kesinlikle sadece spor diye bakmıyorum. İşin tarihi ve kültürel kısmıyla daha çok ilgileniyorum. Yarışmalarda benim önceliğim tabii ki kulübümü ve ülkemi en iyi şekilde temsil etmek. Ama, yeni insanlarla, farklı kültürlerle tanışmayı da çok seviyorum ve bunu da önemsiyorum. Okçuluk aslında Türklerin eliyle biraz daha ilerlemiş bir spor. Bunu dünyanın diğer ülkelerine de tanıtmakla ilgili bir sorumluluk hissediyorum. Çok heyecanlıyız göçebe oyunlarına, bir önceki İznik’te olmuştu, ilk defa o zaman katılmıştım. Şimdi de inşallah Kazakistan’a gideceğiz. Türkiye’den farklı bir ülkede yarışmak daha heyecan verici, arada gerilmiyor değilim ama inşallah çok güzel geçecek. Kazakistan’da da çok sevdiğim dostlarım var. Fetih kupasına geldiklerinde tanışmıştım. O yüzden çok mutluyum, heyecanlıyım. İnşallah güzel geçer” ifadelerini kullandı.
